Yaşanmışlıkların Gücüyle Kendi Yolunu Bulan Kadınlar!

Yaşanmışlıkların Gücüyle Kendi Yolunu Bulan Kadınlar!

Kadın hakları ve toplumsal eşitlik mücadelesinde önemli rol oynayan Nüket Kantarcı, şehrin en prestijli yayını Ankara Life Dergisine konuk oldu. Hem girişimcilik dünyasında hem de yazarlık kariyerinde başarılarıyla adından söz ettiren Kantarcı, “Kaderin Kadınları” adlı eserinde kadınların yaşamındaki derin yolculuğu ve toplumsal rollerini cesur bir şekilde gözler önüne seriyor. Yaşanmışlıkların gücünden ilham alan bu kitap, kadının toplumsal hayatta var olma mücadelesini ve yaşadığı zorlukları samimi bir şekilde anlatıyor. Eserinde, kadınların doğduğu andan itibaren üstlendikleri kimliklerle toplumsal yaşamda nasıl bir yol aldıklarını derinlemesine inceliyor. Kantarcı, günümüz kadın hakları mücadelesine dair önemli mesajlar vererek, bireysel ve toplumsal dönüşüm için umut aşılıyor. “Yaşarken deneyimleriniz ile yaş almak paralel ilerler. Önemli olan iyi görüp, iki satır arasını iyi okuyup, iyi analiz edebilmektir,” diyerek, yaşamın her anının, insanın içsel yolculuğunda nasıl bir rehber olduğunu vurguladı. Bu keyifli röportajda, Nüket Kantarcı’nın derin gözlemlerinden ve yazarlık serüveninden daha fazlasını keşfedeceksiniz. İyi okumalar dileriz.

📝 Hatice Şeyma Basut

Nüket Hanım, yazarlık serüveninizin başlangıcı ve özellikle kadına dair bir kitap yazma fikri nasıl oluştu?

REKLAM ALANI

Ben çocukluğumdan beri günlük tutardım. Yazmak ise en büyük zevkimdi. Öyle ki sevincimi, kızgınlığımı hep kaleme alırdım. Daha sonra okuduğumda yazdıklarıma; bazen güler, bazen düşünür, bazen de kendi içimde sorgulardım. Aynı zamanda iyi bir gözlemciydim de. Çevremde gördüğüm yaşantıları kurgulayarak yazmayı hep düşler, notlar almayı da ihmal etmezdim. Bu bağlamda yazmaya karar verdiğim Nuran ve Neşe’nin yaşam serüvenlerinden başlamak istedim. Çünkü bu yaşanmış hikâyeleri yakından gözlemlemiştim.

Nuran ve Neşe’nin farklı yaşam yolları, kadınların toplumdaki yerini ve karşılaştıkları zorlukları derinlemesine inceliyor. Bu karakterleri yaratırken, kişisel deneyimlerinizden veya gözlemlerinizden nasıl yararlandınız? Bu karakterlerin her biri size ne ifade ediyor?

Annemler dört kız kardeşti. Onların ve çevremdeki kadınların hayatları ile ilgili olumlu/olumsuz anlatımları, beklentileri, mutsuzlukları beni hep etkiler ve düşündürürdü. Yaşarken deneyimleriniz ile yaş almak paralel ilerler. Önemli olan iyi görüp, iki satır arasını iyi okuyup, iyi analiz edebilmektir. Bu karakterlerin ne ifade ettiği sorusuna gelince; yaşanmışlıkların yol gösterici olduğunu hatırlatıyor.

“Kaderin Kadınları” kitabınızda kadının doğduğu andan itibaren kimlikleri ile hayata “Merhaba” dediğini dile getiriyorsunuz. Nedir bu kimlikler?

Kız çocuğu doğduğu andan itibaren tabulaştırılmış kimlikleri ile yetiştirilmek üzere hayata “Merhaba” derken, alacağı kimlikler çerçevesinde de yetiştiriliyor. Bunları başlıklar halinde incelersek;

  1. Anne ve babası yaşlandığında onlara bakacak sağlık sigortası,
  2. Evlendiğinde; evi yöneten ev kadını,
  3. Doğurduğunda; çocuklarını iyi yetiştirmeye çalışan fedakâr anne, d. Çalışıyorsa; başarmak için koşturan iş kadını…

Sonuçta kadın; kariyer yolculuğunda, toplumsal hayatta, bir var oluş mücadelesi veriyor!

Çocukluğundan itibaren çeşitli görevlere sahiplendirilerek büyütülen bir kadın için, Nuran ve Neşe’nin hayatındaki gelişim süreçleri, bir kadının kendini bulma hikâyesi olarak dikkat çekiyor. Peki, sizin için ‘kendi yolunu bulmak’ ne anlama geliyor?

Kendini tanımak; nelere yetili olduğunun farkına vararak hayatına yön verebilmek, bana göre kendi yolunu bulmakta önemli bir rol oynamakta. Tıpkı Nuran ve Neşe’nin hayatı gibi. Kişisel azmi ve kararlılığı eşinin desteği ile örtüşen Nuran, istediği hedefe ulaşıyor. Neşe ise; tabularla gelen örf ve adetler doğrultusunda sessiz kaldığı hayatını gözden geçiriyor. Hayatına kendi dışında kimsenin müdahale etmesine izin vermeme kararı alıyor.

Kaderin Kadınları’ndaki kadın karakterlerin mücadelesi, günümüz kadınlarının karşılaştığı eşitsizlik ve adaletsizliklerle derin bir bağ kuruyor. Bu kitabı yazarken, günümüzün kadın hakları mücadelesi hakkında düşündükleriniz nelerdi? Toplumda kadının değişen rolüne dair vermek istediğiniz ana mesaj neydi?

Dünden bugüne kadının sosyal ve kültürel anlamda gelişimini gözlemlediğimizde, elbette bazı gelişmeler yaşanıyor. Birçok şey yapılmaya çalışılıyor, ancak hedeflenen noktaya ulaşmak pek de mümkün olmuyor. Çoğu kadın özünde aynı dili paylaşıyor olmalarına rağmen doğru noktada buluşamıyor. Bence ayrışmadan sorunları daha detaylı gözlemlemek, bölünmeden ilerlemenin yolunu bulmak çözüme ulaştıracaktır.

Kitabınızın sonunda, Cumhuriyet kadınlarına ve kadın haklarına güçlü bir vurgu yapıyorsunuz. Sizce gelecek kuşakların sağlıklı düşünen yetişkinler olarak yetiştirilmesinde nasıl bir yol izlenmeli?

Cinsiyet eşitliği, kız ve erkek çocuğun doğumuyla başlar. Öncelikle her çağda kuşak farklılaşmaları ve buna bağlı olarak çatışmaların varlığını kabullenerek kız ve erkek çocuğu yetiştirilmesine özen gösterilmelidir. Ailelerin ve eğitimcilerin çocuklara nasihat tarzı değil deneyim aktarıcı konuşmalarla sohbetler oluşturması, erkeğin karısına özen gösterip, saygılı konuşması onların bilinçli bireyler olmasında önemli bir rol oynayacaktır.

Okunma Sayısı: 370

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ